Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Sur 2006 İzleyen arkadaşlar yorum yazmadan geçmesin. в хорошем качестве

Sur 2006 İzleyen arkadaşlar yorum yazmadan geçmesin. 6 лет назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Sur 2006 İzleyen arkadaşlar yorum yazmadan geçmesin.

Desteklerinizi bekliyoruz.Diyarbakır sur içi Amed sur içi Kanalıma abone olun ÇOCUKLUĞUM VE 1980 LER Yedi günlük iken köyden göç etmişiz. Göç edeli 10 yıl olmuştu. Babam çalışmıyordu. İş arayıp aramadığını da bilmiyordum. Onu evimizin yukarısında kalan kahvede hep görürdüm. Bazen beni de oraya götürürdü. Dama oynamayı severdi. Sabah kahveye gider, akşama dek dama masasından kalkmazdı, Kanat’ın Kahvesi’nde. Şalvarını Diyarbakır’a geldiğimiz, günden bir süre sonra giymemeye başlamıştı. Artık pantolon giyiyordu. Yoksulduk. Günlük yiyeceklerimiz bile eve zar zor girerdi. Babam zamanında Mahmut isminde bir fırıncıya yardımcı olmuştu. O da her gün babama 4 somun ekmek verirdi. Annem, dayılarımın bana verdikleri harçlık parayla ve 2 somun ekmeğini satarak bize yemek yapması güzeldi. Siyah beyaz televizyonlar yeni çıkmıştı. Mahallemizde ilk televizyonu dayım Şehmus almıştı. Yayın akşamları başlıyordu. Bir odayı boşaltıp TV odası yapmıştı, giriş ücreti de 25 kuruş idi. Akşam oldu mu xaltiya fato.xaltiya zeyno, çocukları ve mahalleli 25 er kuruşu vererek tv izlemeye gelirlerdi.Sinema izliyorlarmış gibi çekirdeklerini de beraberlerinde getiriyorlardı sade gazozuda dayımın eşi emine satıyordu. Babamın okulda harcamam için verdiği 50 kuruşun yarısını akşam TV izlemek için saklıyordum diğer yarısını da anneme veriyordum. Her zaman TV yi en önde ben izlerdim en sevdiğim, ali veli 49 50 ve en güzel filmlerdi Heidi, bonanza, arı maya ve uzay yolu. Babamın çalışmadığına bakıp çocuklarını ihmal eden biri zannetmeyin. Kanat Kahvehanesi onun ikinci eviydi. Kanat bırakmazdı, babam çay paralarını versin, soğuk kış gecelerinde yakmamız için babama kırık olan kahve kürsülerini verirdi ve küçük bir parça taş kömürü. Babam sanki oranın bir çalışanıydı. Dedemlerin evinde bizle beraber 4 kiracı kalıyordu. Biz dedemlerin evinde tek odalı bir yerde kalıyorduk. Mutfağımız, banyomuz ve kilerimizde 10 metrekarelik bir odaydı. O küçük odada kardeşlerimle birlikte 6 nüfus oturuyorduk. Babam ne yapar eder bizi aç bırakmazdı. 2 yılda bir bize elbise alırdı. Dayım Hüznü kışın adana tatlısı yazında dondurma yapardı. Benim nafakamı da hiç unutmazdı. Ben ilkokul 3. sınıftayken babamın arkadaşı Mehdi Zana, bana vermesi için bir takım elbise vermişti. O elbiseyi ben tam 4 yıl giydim, en sevdiğim elbiseydi gerçi başkada elbisem yoktu, her sökülen yerini anam dikerdi. Olmayan yerlere de yama yapardı. Hele bir de arkadaşlarım vardı. Hepimiz aynı yaşlardaydık. Dayıoğulları halaoğulları derken hepimiz can ciğer arkadaş idik. Hele bir de Dayım Fesih vardı. Ninem ekmeğin üzerine domates salçası sürdüğü gibi fesih sokağa fırlardı. Onu kızdırırdık Bize zırnık koklatmazdı. Bazende insafa gelirdi, salçalı ekmeği kendi payından verirdi. O zaman ekmek üstü domates salçası bize pilav üstü tandır gibi gelirdi. Günlerin akşamlara nasıl kavuştuğunu bilmezdik. Okul çıkışından sonra gece yarılarına dek, oyun şamata ve mahalle mahalle avarelik, gezmelerle geçerdi. Okuldan Yılmaz diye bir arkadaşım vardı. Çok severdik birbirimizi babam ona xwedîye gurçıkê derdi.7 cüceler ekibinide yılmaz kurdu. Ben, Sedat, Sakine, Yılmaz, Leyla, Hatip ve Ramazan. Hikâye kitaplarında hep pamuk prenses tek olurdu her nedense bizde 2 pamuk prenses vardı. Okulda oyunlar oynardık, bu kale senin bu kale benim, parasıyla tek kaleye üç gol atana bir kalem ve 1 lira verirdik. Genelde kalede ben olurdum. Biletleride Yılmaz satardı. Karpitle teneke çok uçurduk. Gazoz kapaklarından oyunlar oynardık. Keçi burcunda birdirbir, istop ve kemik. Okul tatililerinde yılmazın kankardeşi dilan sinamasının sahibi Nejat dilan vardı. Yılmazı çok severdi. Yılmaz ve arkadaşlarını bedava sinamaya bırakırdı. Üç silahşörler, Rash Kapore'un canlandırdığı Avare filmi. Ben, Sedat ve Yılmaz, beraber sinamaya giderdik; nedense ben hep kapıda beklerdim. Yerime ,Yılmazın çabalarıyla devamlı Sedat girerdi film izlemeye bende dışarıda teksas,tomix ve mandrake kitaplarını değiş tokuş yapıp okurdum. Sinema dağıldıktan sonra yılmaz filmin konusunu en başından anlatırdı bana ; anlatmak bir kenara sanki filmi tekrardan canlandırıdı. En çok sevdiği Rash Kapore'un Avare fimi ve Bruce lee filmeriydi. Brucelee yi anlatırken hareketleriyle sanki havada uçuyordu can dostum yılmaz. Gece olunca sokak lambasının aydınlattığı taşlık yere gelir, anlatılan meseleleri, şakaları, oyunları,

Comments