Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Nicki Minaj - Black Barbies (Türkçe çeviri) | blexit в хорошем качестве

Nicki Minaj - Black Barbies (Türkçe çeviri) | blexit 3 года назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Nicki Minaj - Black Barbies (Türkçe çeviri) | blexit

Açıklamalar: 1 - All that fetty but he never met Masika: "Bütün o parasına rağmen hala Masika ile tanışamadı." Fetty de hip-hop'ta aynı anlama gelen diğer 3939 kelime gibi "para" demek. Ama aynı zamanda rap sanatçısı Fetty Wap'ın adı. Peki Fetty Wap'ın eski karısının adı ne? Masika. 2 - Tuck the chrome 22 in his sneaker: "Chrome 22'yi ayakkabısının içine sakla." Chrome 22 bir çeşit silah. 3 - El Chapo but he crazy like La Quica: "O El Chapo ama aynı La Quica gibi çılgın." "El Chapo", Meksikalı uyuşturucu baronu ve Sinaloa Karteli'nin lideri Joaquín Archivaldo Guzmán Loera'nın takma adıdır. “La Quica” olarak bilinen Dandeny Muñoz Mosquera ise, 1970'lerden 1990'ların başına kadar kötü şöhretli uyuşturucu baronu Pablo Escobar tarafından yönetilen Medellin Karteli'nin kilit üyelerinden biriydi. 4 - Furry moon boots, shades Dita. Too high to give a shit about PETA: "Tüylü moon botları, gözlüklerim Dita marka. PETA'yı s**ime takamayaczk kadr kafam güzel." Moon Boot marka kışlık ayakkabılar, 1969'daki başlangıcından bu yana özellikle popüler hale geldi. Nicki sık sık Fendi Fur Moon Boots'u giyerken görüldü. Fendi çizmeleri, hayvan hakları örgütü PETA'nın kesinlikle göz yummayacağı bir uygulama olan gerçek tavşan kürkünden yapılmıştır. 5 - Sativa: Marijuana. 6 - Peter Piper picked a pepper. And my cake is triple-decker: "Peter Piper bir biber aldı ve benim pastam üç katlı." İlk cümlede bir tekerleme olan "Peter Piper picked a peck of pickled peppers"ı değiştirerek kullanmış, sonra kendi cümlesini yaratarak kafiye ile tekerlemeyi devam ettirmiş. Buradaki pasta ile kastettiği şey ise kalçası, tabii ki. Pastanın ne kadar katı olursa o kadar büyür. Nicki'nin "pastası" da üç katlıymış, ona göre. 7 - You gon' be floatin' in dem rivers like you know Joan: "Sanki Joan'u tanıyormuşsun gibi o nehirlerde yüzeceksin." Burada bahsettiği kişi Joan Rivers. Yani kişinin adıyla kelime oyunu yapmış. Rivers da nehirler demek. 8 - Island girl, Donald Trump want me go home: "Ben bir ada kızıyım, Donald Trump eve gitmemi istiyor." Donald Trump, Amerika'daki göçmenler, özellikle İslami ve Latin göçmenler hakkındaki olumsuz görüşleri konusunda açık. Nicki, Trinidad ve Tobago'da (Karayip denizinde bir ada ülkesi) doğdu ve gençken Queens'e göç etti. Mirasının bilincinde olmasına rağmen, yasa dışı bir göçmen olmadığı için Trump'ın istese bile onu sınır dışı etmesi pek mümkün değil. İroniyi, Trump ve ideolojisi hakkındaki görüşlerini dile getirmek için stilistik bir araç olarak kullanıyor. 9 - These bitches pussy and they don't ever do shit Hahaha, get it? Douche-: "Bütün bu sürtükler korkağın teki ama asla bir işe yaramıyorlar." Nicki, rakiplerinin çok korktukları için ("pussy") onunla rekabet edemeyeceklerini iddia etmek için "douche it" ve "do shit" gibi homofonik ifadelerle oynuyor. Pussy'nin gerçek anlamını da kullanarak "bir işe yaramadıklarını" söylüyor. Anlamışsınızdır zaten. 10 - Now I'm prayin' all my foreigns don't get deported: "Şimdi ise diğer arabalarımın sınır dışı edilmemesi için dua ediyorum." Nicki, Donald Trump'a ve onun ekonomi politikası ve ABD'deki göçmenler hakkındaki fikirlerine ima etmek için ABD dışında üretilen bir araba anlamına gelen "foreign" kelimesini çeviriyor ve yabancı arabalarının üç milyon yasadışı göçmenle birlikte sınır dışı edilmeyeceğini umuyor. 11 - Now usually I don't do this, I'm Popeye, she's Brutus: "Genelde bunu yapmam ama ben Temel Reis'im, o ise Brütüs." Temel Reis normalde yumuşak huylu bir kişidir, ancak ondan nefret edenler onu harekete geçirirse, iş kötü olabilir. Brütüs/Bluto, her zaman kız arkadaşı Olive Oyl'ı çalmaya çalışan Temel Reis'in yeminli düşmanıdır. Ancak Brütüs, ne kadar uğraşırsa uğraşsın, Olive'i Temel Reis'ten asla başarılı bir şekilde alamaz. Nicki, diğer rapçilerin Brütüs olduğunu söylerken bu bağlamda kendini Temel Reis ile karşılaştırıyor olabilir. Rakipleri kariyerini çalmak istiyor ama asla başaramıyorlar. 12 - Usually I'm a Christian but this peace is Buddhist: "Genelde Hristiyan biriyimdir ama bu huzur Budistler tarafından sağlanmış gibi" Direkt böyle demiyor sözde ama kanal açıklamama da bakarsanız görebileceğiniz gibi, "ne dediğini değil, neyi kastettiğini" çeviriyorum. Anlamanız için pekiştirilmiş cümleler yani bunların hepsi. Bu dize, JAY-Z'nin 2003 single'ı “Change Clothes”daki klasik sözüne bir selam niteliğinde. "I been through that, been shot at, shoot back, Gotta keep a peace like a Buddhist" Daha ileri bir anlamı da var ama o kadar karışık ki açıklayıp kafanızı karıştırmayacağım. Devamı sabitlenmiş yorumda.

Comments