Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Video Kitap İnceleme : HYMTLOS - Kum Tarihi в хорошем качестве

Video Kitap İnceleme : HYMTLOS - Kum Tarihi 10 лет назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Video Kitap İnceleme : HYMTLOS - Kum Tarihi

Yazar : Seydahmet Karamağralı Sayfa Sayısı : 648 Yayın Evi : AKÇAĞ YAYINLARI Tür : Tarihi Roman – Öykü ***************** Lacivert gözlü bir adam, kadim uygarlıkların gnostik dehlizlerinden bir fenomen olarak çıkıp çağımıza geldiğinde, yaşlı İran liderinin devriminin ardından kırk, Avrupa’nın birinci Hitler’i sayılan Bonapart’ın Akka yenilgisinin üzerinden iki yüz, Töton kıtasının ikinci Hitler’i, Adolf’un üzerinden yetmiş, palabıyıklı Gürcü köylüsü “Demiradam”ın zulümatının üzerinden elli sene, kendilerini Yaratan’ın kıymetli ulusu sayan İsrailoğulları’nın tarih sahnesine çıkışlarının üzerinden Musa’da başlayıp İsa’da biten uzunca bir “peygamber kuşağı” geçmişti. Bu arada; ben, bir Belucistan prensiydim, annem Horasanlı bir Özbek dilberi… Atadan miras, Beluci ayrılıkçılığının önemli bir fiigürü olan ailemin son fertleriyle beraber yaşadığımız küçük kariyemizde güzelavratlar yetişirdi. Güzelavrat demek benim için küflü bir Maveraünnehir şifacısının kuru ve kemikli elleriyle sunduğu zevkti; biraz da onulmaz azgınlığıma şifa… Nereden bilirdim ki “Kum”lu bir fenomen olan ezoterik rayihalı o uğursuz kentin, rutubet kokan zindanlarında bir operasyonla burun buruna geleceğimi? Çağlar ötesine ait bir tarih yırtığından fırlamış gibi yorgun ve çarıkları tozlu yaşlı bir Parsi ruhbanı, beynimin kıvrıntılarında gezinmeye başladığı anda kendimi uluslararası bir “derin iblisizm”in ortasında buluverdim. Kaçmalıydım. En yakın komşu ülkeye bir “politish asyl” mülteciliğinde… Ve kaçtım da… Ancak sınır boylarının diğer uçtaki Beluci kardeşleri sayılan Kürtlerden bir Kürt katırcının iki ağzı da kesen bolat/boynuz karışımı paslı kaması boğazımdaydı. O yetmezmiş gibi iki kere ölümcül hastaydım. Elburz Dağlarının sınır boylarında uzanan karlı zirvelerinde kurtlar uluyordu… Ve bir mağarada, son kasabanın kuytu bir kıyısında bindiğim yağız katırın buz kesmiş leşinden arta kalan kırıntılar yaşamam için dinamik bir güç oluyordu. Bu sırada, bir adım ötemde aşkımı buldum. Adı “Zelmaya…” Poşusunun aralığından yeşil gözleri birer kıvrık uçlu San’a cembellesi gibi kalbime kalbime batıyordu. Bir Çingene falcısı ki o da Melek-ül Tavs bağlısıydı sevdamıza aracılık ediyordu. Ancak kimdi bu haşin karekteriyle bana Jean Dark’ı hatırlatan Zelmaya? O da sözünü ettiğim “Güzelavrat Operasyonu”nun aşk ayağı mı? Yoksa az kalsın ölümüne neden olayazdığım o “İstanbul bebesi”nin, genleri husyelerimden inmiş annesi mi? Yoksa Puştu Abdulkadir Han’ın bizimkiler üzerinden sizinkilere pazarlamaya çalıştığı “Nükleer sırlar”ın taşıyıcısı mı? İblis’in kızı mı? Kim? Evet, hissediyordum; kıyamet çok yakınımızdaydı. Ben de, kıyametin güzelavrat tarafında kullanılıp atılmaya aday bir zavallı mıydım acaba?

Comments