Скачать с ютуб SÖZ VE YAŞAM | "Terör" ve "terörizm" kavramları neyi ifade eder? | в хорошем качестве

SÖZ VE YAŞAM | "Terör" ve "terörizm" kavramları neyi ifade eder? |

Kutuplaştırıcı siyasetin temel stratejilerinden birini Prusyalı general Carl Von Clausewitz’in meşhur formülü ile özetlemek mümkün: “Savaş, siyasetin başka araçlarla devamından başka bir şey değildir.” Dolayısıyla hepimiz bir savaşın içindeyiz desek abartmış olmayız. Bugün hem dünyada hem de Türkiye’de çatışmacı bir anlayış hüküm sürüyor ve bu anlayış haliyle dil ve üsluba da yansıyor. Mesela günümüz Türkiye’sinde “Paralel”, “Terör”, “terörist” ve “vatan haini” kavramları iktidarın söyleminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda... AKP iktidarı hukuki anlamından soyutladığı bu kavramları; devrimci, muhalif kişi ve kurumlara yönelik bir sindirme aracı olarak kullanıyor. Peki neden bu kavramlar? Terör safsatasının Türkçeyle haşır neşir olmaya başladığı zamanlar 90’lara dayanıyor. Bu kavramın Terörle Mücadele Kanunu'ndan, trafik terörüne varana kadar Türkiye’nin anayasal-siyasal düzenini belirleyen, “sorgulanamaz” bir kavram olduğunu görürüz; haliyle terörist diye saldırdıkları da insan olmaktan çıkar ve her şeyin yapılabileceği bir nesne haline gelir. Türkiye’de özellikle Kürt sorunuyla ilgilenen herkes terör çemberine alınıyor. İnsana yakıştırılan eylemler ve haklar terörist yaftası yiyenlere yakıştırılmıyor; ölüm, cenaze, adil yargı, işkence yasağı, yaşam hakkı gibi temel hakları ortadan kaldırıyor. Terörist olarak tanımlanan kişi kendi yasalarına göre dahi suç işlemek zorunda da değil artık; sadece terörist ilan edilmeniz yeterli... Cezanızı da mahkeme vermez böylece. Ceza süreci bu ilanla başlar, ardından linç gelir. Mahkemede hakkınızı savunamazsınız çünkü masumiyet karinesi burada işlemez. Linççi güruhlar mahkeme önüne çıkarılmaz. Başınıza ne geleceğini öngöremezsiniz. Şimdi bu düşman hukukunun topluma nasıl yansıdığını Avukat Gülizar Tuncer’le konuşacağız. Bakalım anlattıkları bizleri şaşırtacak mı?