Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Kamer sûresi Tefsir - Muharrem Çakır в хорошем качестве

Kamer sûresi Tefsir - Muharrem Çakır 8 лет назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Kamer sûresi Tefsir - Muharrem Çakır

1 - Kıyamet saati yaklaştı, Ay yarıldı. 2 - Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler. 3 - Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır. 4 - Andolsun ki onlara (kötülükten) vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir. 5 - Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor. 6 - Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır. 7 - Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler. 8 - O çağırana koşarak, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler. 9 - Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandı. 10 - Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düştüm, bana yardım et!" diyerek yalvardı. 11 - Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık. 12 - Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık, derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti. 13 - Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle (çakılmış gemi) üzerinde taşıdık. 14 - Nankörlük edilen (kulumuz)e bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. 15 - Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? 16 - Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler) 17 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 18 - Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve uyarılarım nasıl oldu? 19 - Biz onların üstüne, uğursuzluğu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik. 20 - (O rüzgar) insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu. 21 - Nasılmış benim azabım ve uyarım? 22 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 23 - Semûd da o uyarıları yalanladılar. 24 - "Bizden bir insana mı uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık içine düşmüş oluruz." dediler. 25 - "Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı, küstahın biridir" (dediler). 26 - Yarın onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler. 27 - Biz onlara, kendilerini imtihan etmek için dişi deveyi göndereceğiz. Onun için sen onları gözet ve sabırlı ol. 28 - Onlara suyun aralarında paylaştırılacağını haber ver; her içene düşen miktar, hazır kılınmıştır. 29 - Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar. O da (bıçağı) çekerek (deveyi) kesti. 30 - Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu. 31 - Biz onların üzerine tek sayha (korkunç bir ses) gönderdik; ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler. 32 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 33 - Lût kavmi de uyarıları yalanladı. 34 - Biz de onların üzerlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık, 35 - Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız. 36 - (Lût), onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat ikazlara karşı kuşku duydular, 37 - Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik). 38 - Sabah erken, onları kararlı bir azab yakaladı. 39 - "Azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik). 40 - Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 41 - Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi. 42 - Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. Bu kıssalardan hisseye gelince; 43 - Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var? 44 - Yoksa "Biz birbirimize yardım eden bir topluluğuz." mu diyorlar? 45 - Her halde o topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacaklardır. 46 - Bilakis kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. Saat cidden çok feci ve acıdır. 47 - Muhakkak ki suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler. 48 - O gün yüzleri üstü ateşte sürüklenecekler, "Cehennemin dokunuşunu tadın!" (denilecek). 49 - Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık. 50 - Buyruğumuz yalnız bir tekdir, göz açıp yumma gibidir. 51 - Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur? 52 - İşledikleri her şey, kitaplarda mevcuttur. 53 - Küçük, büyük hepsi satır satır yazılmıştır. 54 - Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler. 55 - Güçlü padişahın huzurunda doğruluk koltuklarındadırlar.

Comments