Скачать с ютуб Mesane Kanseri Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ölümcül müdür? | Prof. Dr. Derya Balbay в хорошем качестве

Mesane Kanseri Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ölümcül müdür? | Prof. Dr. Derya Balbay

Türkiye’de görülme sıklığı gittikçe artan mesane kanserlerini Prof. Dr. Derya Balbay Sağlık Kontrolü Programı’nda anlattı. Mesane kanserleri, kanser çeşitleri arasında sık görülen hastalıklardan biridir. Erkek ve kadınlarda görülme sıklığı değişmekle birlikte, son zamanlarda kadınlarda görülme oranlarında da artış gözlenmektedir. Bütün kanserlerin başlıca risk faktörleri birbirine benzemektedir. Bunlar egzersiz yapmamak, stres, obezite, sigara içmek olarak sıralayabiliriz. Mesane kanserinin en bilinen nedeniyse sigara içmektir. Sigarada bulunan kanser yapıcı maddeler akciğerlerden kana süzülerek, bütün organları dolaşmaktadır. Kanser yapıcı maddeler, idrar olarak atılırken depolama yeri olan mesanede uzun bir süre kaldığında kansere neden olmaktadır. Mesane kanserinin bir diğer nedeni çevre kirliliği, ağır metallerin içme suyuna karışması, sanayi ve kozmetik amaçlı kullanılan boyalardır. Mesane Kanseri belirtileri Mesane kanserinin en önemli belirtisi idrardan kan ve pıhtı gelmesidir. Mesane Kanseri nasıl tedavi edilir? Mesanenin yapısı tabakalardan oluşmaktadır. Bunlar; İç tabaka, orta tabaka, en dışta mesanenin bütün tabakalarını kaplayan ve diğer organlardan ayıran Seroza tabakasıdır. Kanser mesanenin iç tabakasında gelişmektedir. En iç kısımda gelişen kanserler kas tabakasına ulaşmadığı takdirde, kapalı ameliyat yöntemiyle idrar kanalından girilerek, kanserli yapının mesaneden çıkarılmasıyla tedavi edilmektedir. Kanser yapısı, tekrarlar veya huy değişikliği gösterirse, derin kas tabakalarına ilerlemese bile mesanenin alınması gerekebilir. Kanser yapısı, mesanenin orta tabakası olan kas yapısına ulaştığında mesanenin alınması gündeme gelmektedir. Ayrıca cerrahi tedaviye yardımcı olarak, ameliyat öncesi ve sonrasında kemoterapi uygulanmaktadır. Robotik Mesane Ameliyatı Robotik cerrahi, açık ameliyatın getirdiği sancılı ve geç iyileşme sürecini kısaltmaktadır. Ayrıca kanamaları en aza indirerek, hastaya kan takviyesine çoğu zaman gerek duyulmamaktadır.