Скачать с ютуб NEVZAT ÇELİK; Şafak Türküsü 'nün İdamlık Şairiydi. CEZAEVİNDE AÇLIK GREVİYLE O ŞARKIYI DİNLEYEBİLDİ. в хорошем качестве

NEVZAT ÇELİK; Şafak Türküsü 'nün İdamlık Şairiydi. CEZAEVİNDE AÇLIK GREVİYLE O ŞARKIYI DİNLEYEBİLDİ.

#ahmetkaya #özgünmüzik #şafaktürküsü Yaşıtları liseyi daha yeni bitirmişken Nevzat Çelik 12 eylül cuntasının tüm zorbalığıyla karşı karşıyaydı... Davutpaşa askeri cezaevi, Bayrampaşa ve metriste senelerce yattı, 19 yaşında idamı bekliyordu. tüm bu çektiklerinin mükafatıysa şafak türküsü gibi eşsiz bir eser oldu... Nevzat Çelik 1960'ta Sinop'un Boyabat ilçesinde doğdu.3 Kardeşi vardı. 5 yıl sonra da ailesi İstanbul'a göç etti. Gültepeye yerleştiler. ilk ve ortaokuldan sonra yeni levent lisesinde okudu... bu yıllarda kendisini sağ sol çatışmalarının içerisinde buldu... 1977'deki bir boykot nedeniyle okuldan atıldı. şişli lisesinde eğitimini tamamladı. İstanbul devlet güzel sanatlar yüksek okuluna girdi. politik bir öğrenciydi ve sadece kağıt üzerinde solculuk yapmıyordu...1980 yılının mart ayında 2. sınıftayken dev-sol davasından tutuklandı... 19 yaşında cezaevi ve işkencelerle tanıştı... önce Davutpaşa askeri cezaevine götürüldü, burada işkenceler gördü...12 eylül cuntasının tüm zorbalığını gösterdiği zamanlardı.. Nevzat çelikte genç yaşta bundan nasibini aldı. idamla yargılanıyordu... hemen her gün bir arkadaşları ya da tanıdıkları bir kişi idam cezası alıyordu, bazılarının infazı bile gerçekleşti... işte bu trajik hayatın ortasında nevzat çelik 'in "Yaşamak ağrısı asıldı boynuna" halbuki o dönem hapishanelerdeki binlerce kişi gibi daha "umutlu şiirler yazmak, baba olmak, bir bebeği gıdısından öpmek" dahası gözü yaşlı anaları için bir sabah zindan çıkıp gitmek istiyorlardı... yeteneği ve yaşadığı bu duygu yoğunluğu sayesinde nevzat çelik genç yaşına rağmen gelmiş geçmiş en iyi şiirlerden biri olan şafak türküsünü yazdı... 1984'te Şafak Türküsü adlı şiir dosyası Akademi Kitabevi Şiir Ödülü birincilik ödülünü alarak kitaplaştı. Sansüre rağmen çok satanlar listesine girdi, işte o günlerde Ahmet Kaya onun şiirleriyle tanıştı, bestelemeye başladı... 1985'te şafak türküsü kaseti çıktı... Nevzat Kaya şiirinin bestelendiğini biliyordu ancak şarkıyı hiç duymamıştı, cezaevinde teyp ve kaset yasaktı. tek tip giysi giymeyi, don atletle duruşmalara çıkarılmayı, her sayımda dövülmeyi, coplanmayı artık kaldıramıyorlardı... sonunda bunu protesto etmek için açlık grevine girdiler... bu ölümüne çabaları sonuç verdi... şartlar biraz iyileştirildi..Şafak Türküsü albümü çıktıktan tam 1.5 yıl sonra koğuşa alınan bir teyp sayesinde Nevzat Çelik şiirini Ahmet Kaya'nın sesi ve müziğiyle dinledi... Nevzat Çelik o şiiri annesi fahriye hanım ve o dönem cezaevleri kapısında çile dolduran tüm analara ithaf etmişti, aynı kasette Nevzat Çelik'in tutuşur dizlerim, geleceğim, zeytin karası, gibi şiirlerini de besteledi Ahmet Kaya... işkencelerle geçen 8 yıllık cezaevi günlerinin ardından tahliye edildi nevzat çelik, onu Ahmet Kaya şarkısıyla tanıyan çoğu kişi yaşadığına inanamıyordu, o dizeleri yazan kişinin idam edildiğini sanıyorlardı, biraz da kafalarında efsaneleştirmişlerdi... bu yüzden imza günleri başladı... beklemediği bir ilgi gördü nevzat çelik... Nevzat Çelik sonraki yıllarda da Ahmet Kaya ile çalıştı,1992'de kısa süren bir evlilik yaptı... Şafak Türküsünden sonra, Müebbet Türküsü, Yağmur Yağmasaydı, Sevgili Yoldaş Kurbağalar , Suda Seken Hayat gibi şiir kitapları çıktı, 1 roman ve öyküsü yayınlandı, uzun seneler ailesinin Gültepe'deki evinde yaşadı, sonra Ayvalık'a geçti... Nevzat Çelik'in En üretken çağları 80'lerin sonu ve 90'ların başıydı, hapishane şairi olarak anılmak hoşuna gitmese de, tüm o büyülü dizelerin filizlendiği yer, tutuklu olduğu zindanlardı... Nevzat Çelik'in tek isteğiyse onun yıllarca cezaevinde kalmasını sağlayan işkencelerin önünü açan Kenan evren ve arkadaşlarının yargılanmasıydı, ancak olmadı evren lüks içerisinde yaşayıp öylece hayata veda etti.. Nevzat Çelik'in Şafak Türküsü bir edebiyat harikası ancak onu büyük kitlelere tanıtan, sevdiren ve aradan geçen 40 yıla rağmen unutturmayan Şüphesiz Ahmet Kaya'nın bir o kadar güzel bestesi ve sesi oldu...