Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео




Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



İBRAHİM TATLISES KİMDİR? İmparator İbrahim Tatlıses Aslında Kim?

İbrahim Tatlı… Ya da hepimizin hafızasına kazındığı isimle; İmparator İbrahim Tatlıses… Tam doğum gününü bilmediği için, doğum tarihi 1 Ocak 1952 olarak geçti kayıtlara. Ciğerci Ahmet Tatlı ile Leyla Tatlı’nın 7 çocuğunun en büyüğü olarak Şanlıurfa’da kendi tabiriyle “mağara bir evde” başladı hikayesi. Ünlü sanatçı, yıllar sonra doğduğu evle ilgili şunları söylemişti; “Ben nereden geldiğimi hiç gizlemedim. Samimi ve dürüst bir insan olmam beni bugünlere getirdi. Mağarada doğdum ve iftihar ediyorum bununla. İnsanların da buraya görmesini ve hangi koşullarda hayata başlaıdğımı görmesini istiyorum” İbrahim, dünyaya geldiğinde babası cezaevindeydi. İlk kez bir cezaevi ziyaretinde görmüştü babasının yüzünü. Ailesi fakir olduğu için, okuyamadı ve ailenin de en büyük çocuğu olduğu için çalışması gerekiyordu. 6 yaşındayken gitmeye başladığı sinema salonlarında simit ve su satarak para kazanmaya çalışıyordu. Bazen otobüs terminallerine giderek çığırtkanlık yapıyordu. Bir röportajında o günlerini şöyle anlatmıştı; “Çocuktum. 20 kuruş fazla kazanmak için sinemalarda 'Haydi buz gibi su' diye bağırarak su satıyordum. Bir gün koltukta oturan bir adam birden yerinden kalktı. 'Sus ulan eşek, seni mi dinleyeceğiz' diye suratıma 4 tokat attı. Ve o yediğim tokatlar beni buralara kadar getirdi.” Henüz 6 yaşında bir çocukken yemişti hayatın ilk tokatını. Daha da kötüsü, son da olmayacaktı. 8 yaşına geldiğinde okul sıraları yerine, inşaatlarda çalışıyordu. Hemşehrisi Nuri Sesigüzel’in hayranıydı. İnşaatlarda çalışırken, sürekli türlüler söylüyordu o yanık sesiyle. Fakat, her seferinde ustasından azar yedi. Yine de sesinin güzelliği zamanla dikkat çekmeye başladı. Düğünlerde ve sıra gecelerinde türküler okudu. 16 yaşındayken Ankara’da düzenlenen bir Urfa gecesinde Ayağında Kundura şarkısını söyleyen İbrahim, Türk Sanat Müziği sanatçısı Mehmet Özbek’in dikkatini çekti. Bu yanık sesten oldukça etkilenen Mehmet Bey, İbrahim’e plak çıkarmak istedi. Böylelikle İbo’nun da İstanbul macerası başladı. Mehmet Özbek, İbrahim’i besteci ve şarkıcı Yılmaz Tatlıses’le tanıştırdı. Artık İbrahim’in Tatlı soyismi de Tatlıses oldu. Takvim yaprakları 1968’i gösterdiğinde İbrahim Tatlıses adlı ilk plağını çıkardı. O yıllarda Orhan Gencebay ile de tanışma fırsat buldu. Daha sonra iki 45’lik daha çıkarsa da çok tanınmadığı için beklediği ilgiyi göremedi. Urfa ile İstanbul arasında mekik dokuyan İbrahim Tatlıses, bir yandan plaklar çıkarıp sesini duyurmaya çalışsa da bir yandan da geçimini sağlamak için inşaatlarda çalışmaya devam etti. Urfa için hazırlanan bir belgeselde yer alan İbrahim Tatlıses, 1971 yılında ilk kez televizyona çıktı. İstanbul’da 1973’e kadar 8 adet plak çıkarsa da henüz umduğunu bulabilmiş değildi. Rotasını yeniden Urfa’ya çeviren İbrahim Tatlıses, çeşitli yerel konserlerde ve sıra gecelerinde türküler söylemeye devam etti. İlk eşi Adalet Durak ile de memleketi Urfa’da tanıştı. Henüz 17 yaşındayken nikah masasına oturdu. Bu evliliğinden 2’si kız 3 çocuğu dünyaya geldi. Özellikle şöhrete kavuştuktan sonra hayata çok sayıda kadın girse de ilk eşi Adalet Hanım İbrahim Tatlıses’in her zaman “Başının tacı” oldu. Ünlü sanatçı, bir televizyon programında konuştuğu eşine şunları söylemişti; “Kızlarımın ikisi sana emanettir. Torunları da sana emanettir. Hatta ve hatta ben bile sana emanetimdir. Her zaman yanımdasın, yanımda oldun. Kalbimdesin yüreğimdesin, başımın tacısın” 1972’ye gelindiğinde İbrahim Tatlıses için askerlik zamanıydı. Sivas 48’inci Piyade Alayı Bando Bölüğü’nde askerlik yapan İbrahim, vatani görevini bitirdikten sonra memleket Şanlıurfa’ya geri döndü. Asıl hedefi ve ulaşmak istediği yer İstanbul’du. Şöhret olmayı kafasına takmıştı bir kere. Vazgeçmeye de hiç niyeti yoktu. Hiçbir zaman okula gidemedi. Bu yüzden okuma yazma bilmiyordu. İlkokul diplomasını 1976 yılında Kilis’teki Kartalbey İlkokulu’ndan almıştı. Neden okuyamadığı sorulduğunda ise “Urfa'da sanki Oxford vardı da biz mi gitmedik” yanıtını vermişti. İstanbul’da çıkardığı plaklardan para kazanamayan İbrahim Tatlıses, başta Adana ve Gaziantep olmak üzere birçok yerde pavyonlarda sahneye çıkarak şansını denedi. 1975’te bir 45’lik daha doldursa da, yine umduğunu bulamadı. Bu 45’likte yer alan Ayağında Kundura türküsü 3 yıl sonra patlama yaptı. 1978 yılında bu türkü sayesinde televizyona çıkma şansını yakalayan İbrahim Tatlıses, 10 yıldır zorladığı şöhretin kapısını aralamayı başardı. Aynı yıl çeşitli ödüller kazanan Tatlıses, albüm anlaşmalarının yanı sıra beyazperdeye de adım attı. Ve tabii ki, şöhretin zirvesi olarak kabul edilen İzmir Fuarı’nda da sahne aldı. 1979’da çıkardığı Sabuha 45’liğiyle müzik piyasasının artık vazgeçilmezi olacağını göstermiştir. Aynı isimli bir filmde de oynayarak, Yeşilçam’da da tozu dumana katacağının sinyallerini verdi. #İbrahimTatlıses #İbrahimTatlısesKimdir #İbrahimTatlısesHayatı

Comments