Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Muazzez İlmiye Çığ: “Hitler istedi ama Atatürk Yahudi profesörleri vermedi” - DW Türkçe в хорошем качестве

Muazzez İlmiye Çığ: “Hitler istedi ama Atatürk Yahudi profesörleri vermedi” - DW Türkçe 5 лет назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Muazzez İlmiye Çığ: “Hitler istedi ama Atatürk Yahudi profesörleri vermedi” - DW Türkçe

Muazzez İlmiye Çığ, dünyaca ünlü bir Sümerolog, bilim insanı ve tarihçi. 20 Haziran 1914’te Bursa’da doğdu. 1’inci Dünya Savaşı’nın başlama nedeni olarak kabul edilen Arşidük Franz Ferdinand suikastinin olduğu gün henüz 8 günlük bir bebekti. Osmanlı İmparatorları Mehmet Reşat ve Vahdeddin döneminde yaşadı. 1’inci Dünya Savaşı’ndan, Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’in kuruluşundan, Atatürk’ün devrimlerine kadar Türkiye tarihinin en önemli ve zor zamanlarına şahitlik etti. Genç Cumhuriyet’in kadınlara tanıdığı fırsatlardan yararlanarak, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin ilk mezunlarından biri oldu. Haziran ayında 106 yaşına giren Muazzez İlmiye Çığ, Mersin’de kızı Esin Çığ ile birlikte yaşadığı evinde Deutsche Welle Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Alman profesörler   06:44 Dünyada böyle bir fakülte yok en önemlisi, hala da yok. Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi çok önemli. İşte bu fakülte kurulduktan sonra oradan gelen hocalar Almanya’dan sürülen, yani Almanya’da Yahudi oldukları için kabul edilmeyen hocaları biz kabul ettik. 12:17 Şimdi gelen o profesörler, canlarını kurtarmak için geldiler bize. Ama biz onlara eğitim imkanı sağladık, eğitim yapabilecek imkanı sağladık. Onlar son derece mutlu oldular bundan dolayı. Bu çok önemliydi onlar için. Alman profesörler niye Türkiye’yi seçti? 13:51 Mecbur oldular. O zaman Türkiye Cumhuriyeti’nden haberleri yok. Daha 10 yıllık bir şeyiz. Gidebilecekleri her yere müracaat ediyorlar. Bunların içinde en önemlisi göçmen memleketi olan Amerika, Amerika bile kabul etmiyor onları. Hiç birisi kabul etmiyor, Hitler korkusu diyor. Onun üzerine kalıyorlar. Bunlar dernek kuruyorlar evvela. Bu dernek vasıtasıyla bütün milletlere müracaat ediyorlar. Hiç kimse kabul etmiyor. Müracaat ediyorlar. Atatürk de hemen gelsinler diyor. 15:23 Onlarla 1933’te bir antlaşma yapılıyor. Ben onu okuduğum zaman ağladım. Niye ağladım biliyor musunuz? Gözümden yaş geldi, hala da gelir. 10 yıllık bir devletiz daha. Herkes Hitler’den korkuyor. Burada yazıyor, bu şahıslar ister sokakta, ister hapiste olsun, bunlar artık Türk hükümetinin memurudurlar. Alman hükümetinin onları göndermekte herhangi bir şey yapacaklarını tahmin etmiyoruz. Şayet mani olmaya kalkarlarsa, biz nasıl halledileceğini biliyoruz. Yahu 10 yıllık bir devlet bu. Bunu ben okuduğum zaman ağladım. O kadar heyecanlandım. Gestapo gönderdiler 18:39 Bir sene sonra aklı başına geliyor Hitler’in. Diyor ki, gönderin onları, ben size daha iyisini göndereceğim. Göndermedi. İnanın son ana kadar uğraştılar. Gestapo gönderdiler. 1940’larda Gestapo’lar geldi. Hakikaten hükümetimiz çok güzel dayandı bunlara. Savaştan sonra ancak yollar açıldı. Kurtuluş Savaşı 20:40 Onu Allah bir daha çocuklarımıza göstermesin, yani göstermesin, hep dua ettim. İnönü bozgunundan Yunanlılar Pazarcık’a kaçtılar. Biz oradaydık. Babam orada öğretmendi. Yunanlı kaçıp gelirken, babam mektebin bayrağını eve getiriyor. Kocaman bayrak. Annem diyor ki, ne yaptın seni öldürecekler? Bayrağı mı çiğnesinler diye hanım, getirdi onu, çok iyi hatırlıyorum. 23:10 İnsanların ayaklarında çarık yoktu. Askerin elbisesinin yapıldığı fabrikalar düşmanlar tarafından işgal edilmişti. Halk ne yaptıysa onu giydi gitti ve onunla kazandık. Devrim bizim içimizdeydi sanki 31.00: Hakikaten o devrimin ters devrimini yaşamadık. Onun içine sindik. Devrim bizim içimizdeydi sanki. Ben şimdi ona şaşıyorum. 32:47 Kadınlar için kıyafet kanununda bir şey yok. Atatürk diyor ki, “bırakın kadınları, onlar bilirler” diyor. Kadınların hepsi çarşaflı, ben biliyorum, annem de öyleydi. Atatürk valilere, kaymakamlara diyor ki, “Kadınlara ihtar edin, çarşafınızı çıkarın diye” diyor. Ceza yok, mesela şu zamana kadar diye bir şey yok. Kanun falan yok. İnanabiliyor musunuz, kadınlar çarşafları çıkardılar. Korkuyla değil. 34:18 Ben hala şaşıyorum. Nasıl oldu bu işler diye. Nedir bu Atatürk sevgisi, neymiş Atatürk sevgisi. Atatürk’ün her dediği şey gibi oldu. Çünkü Atatürk dediğini yaptı. Yapacağım dedi, insanlardan borç aldı. Ödeyeceğiz dedi zaferden sonra. Arkadaşları güldü zafer deyince. Hangi zafer? Aldırmadı, zaferden sonra hepsinin borcunu ödedi. Verdiği sözü yaptı. Yalan söylemedi, doğru söyledi, doğrusunu yaptı. Onun için halk ona inandı, o ne derse inandı. Bunun kadar önemli bir şey yok.   35:35 Ben bunu söylüyorum da bana gülüyorlar. Ben diyorum bugün devrimimizin en yüksek çağındayız. Çünkü o gün çarşaflı olan o kadınımız, okuma yazma bilmeyen, hiçbir şeyden haberi olmayan kadınımız, bugün bilimde, sanatta, ticarette, ekonomide, medyada, her sahada üstün birer başarı aldılar. 36:31 Hangi gruba bakarsan orada başarılı kadın görüyoruz. Bu ne demektir. Devrimimizin en yüksek çağındayız biz. O bakımdan ben çok mutluyum. Evet, buna karşı olan yobazlar var. Ama onları yok edeceğiz muhakkak ki. Yine kadınlar yok edecek onları. Kadınlar Atatürk’e ne borçlu? 38:32 Her şeyi borçluyuz. O olmasaydı biz olmayacaktık. Hala çarşaf altında olacaktık. Onun sayesinde olduk böyle.

Comments