Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Edip Cansever Umutsuzlar Parkı 1-2-3 Yorum Eser Gökay в хорошем качестве

Edip Cansever Umutsuzlar Parkı 1-2-3 Yorum Eser Gökay 4 года назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Edip Cansever Umutsuzlar Parkı 1-2-3 Yorum Eser Gökay

Biliyorsunuz parkların Sizi çağıran tarafları İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı Orada saklanıyor onlar Çünkü her türlü saklanıyorlar orada Bir yağmur öncesinin loş sokaklarıyla Dağınık mavisiyle gözlerinin Sevgi vermez kadın uçlarıyla Korkuya, sadece korkuya sığınmış olarak Eskimiş, kurtlanmış ikonlarıyla kiliselerinin Yalvaran bakışlarıyla –nasıl da sevimsiz- En kötüsü, belki en kötüsü Bir duygu açlığıyla soluyarak Parklara yerleşiyorlar, parkların Onları çağıran köşelerine Bir karıncayı selamlıyorlar, besili, siyah Bacak aralarından Çömelmiş, öyle sakin Selamlıyorlar “Günaydın” diyorlar atılmış bir kâğıt parçasına Kuleler yapıyorlar ayak parmaklarından Birinci katta bir kibrit çöpü oturuyor Acılar alıp veriyor dünyadan Dillerini gösteriyorlar, diz kapaklarını Bir sıkıntı şiiri gibi Sıkıntı İşte Tam orada duruyorlar. II Bu kimin duruşu, bu sizin en gülmediğiniz saatlerde Her cümlede iki tek göz, bu kimin Ya da kim korkuttu bu kadar sizi Bu nasıl sevişmek, üstelik bu kadar hızlı Ya da tam tersine Boş vermek öperken, severken boş vermek sevmelere Sulardan ürpermek gibi dokununca, Ya da ben kimi sarmışım böyle kollarımla Kime söz vermişim, biraz da unutmak gibi Denir mi, ama hiç denir mi, iş edinmişim ben İş edinmişim öyle kimsesizliği Kendimi saymazsam - hem niye sayacakmışım kendimi - Çünkü herkese bağlı, çünkü bir yığın ölüden gelen kendimi Konuşmak? konuşuyorum, alışmak? evet alışıyorum da Süresiz, dıştan ve yaşamsız resimler gibi. Ne çıkar sanki sardıysam sizi kollarımla Unutmak, belki de unutmak olsun diye mi Onu da tatmak gibi Oysa ne bir evim oldu, ne de bir yerim var şimdi gidecek Ama gitmenin saati geldi Kirli bir gömleği çıkarıp asmak Yıkayıp kurutmak ister ellerimi Su içmek, saati kurmak ve sebepsiz dolaşmak biraz da Açınca camları - diyelim camları açtık ya sonra? - Sonrası şu: ben bir camı, bir perdeyi açmış adam değilim Bilirim ama çok bilirim kapadığımı Öyle iş olsun diye mi, hayır Bilirim içerde kendimi bulacağımı Dışarda görüldüysem inattan başka değil Evet, çünkü bu karanlık işime en geleni Kendimi saklıyorum ya, bir yığın ölüden gelen kendimi Oramı buramı dürtüyorum, bunu sahiden yapıyorum Ve açıyorum bütün muslukları Diyorum sular mı böyle, sular mı olmalı Ne geldiği, ne de gittiği yer belli Olmuyor, gene kendimi düşünüyorum Alıştım istemiyorum. III Binlerce, ama binlerce yıldır yaşıyorum Bunu göklerden anlıyorum, kendimden anlıyorum biraz İnsan, insan, insandan; ne iyi ne de kötü Kolumu sallıyorum yürürken, kötüysem yüzümü buruşturuyorum Çok eski bir yerimdeyim, çürüyen bir yerimden geliyorum Öldüklerimi sayıyorum, yeniden doğduklarımı Anlıyorum, ama yepyeni anlıyorum bıktığımı Evlerde, köşebaşlarında değişmek diyorlar buna Değişmek Biri mi öldü, bir mi sevindi, değişmek koyuyorlar adını Bana kızıyorlar sonra, ansızın bana Kimi ellerini sürüyor, kimi gözlerini kapıyor yaşadıklarıma Oysa ben düz insan, bazı insan, karanlık insan Ve geçilmiyor ki benim Duvarlar, evler, sokaklar gibi yapılmışlığımdan. Bilmezler, kızmıyorum, bunu onlardan anlıyorum biraz Erimek, bir olmak ve unutulmak içindeki onlardan Ya da bir başkaca şey: ben kendimi ayırıyorum O yapayalnız olmaktaki kendimi Böyleyken akıp gidiyorum bir nehir gerçeği gibi Sanki ben upuzun bir hikaye En okunmadık yerlerimle Yok artık sıkılıyorum.

Comments