Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб Nahiv 3. Kitap 9. Konu Te'kit (التأكيد) Cihat SUBAŞI в хорошем качестве

Nahiv 3. Kitap 9. Konu Te'kit (التأكيد) Cihat SUBAŞI 2 года назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



Nahiv 3. Kitap 9. Konu Te'kit (التأكيد) Cihat SUBAŞI

Nahiv 3. Kitap 9. Konu Te'kit (التأكيد) Cihat SUBAŞI ►►►Videoyu beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve abone olmayı unutmayın◄◄◄ Te’kîd, manasını pekiştirmek istediğimiz ifadenin ardından ya o ifadeyi olduğu gibi tekrar-lamamız ya da aşağıda öğreneceğimiz belli te’kîd ifadeleri ile güçlendirmemiz demektir. Bu yüzden te’kîd iki kısma ayrılır: Lafzî te’kîd ve manevî te’kîd. Lafzî te’kîd, pekiştirmek iste-diğimiz ifadeyi olduğu gibi tekrarlamamız ile meydana gelir. Lafzî te’kid modern Arapçada pek kullanılmaz. Te’kîd-i manevî de pekiştirmek istediğimiz kelimenin ardından ve onunla aynı i’râbı alan “ نفس, عين , كل , كلا , كلتا” gibi kelimeler getirmek suretiyle hâsıl olur. Te’kîd-i manevinin en temel özelliği, belli lafızlarla yapılmasıdır. Tekidin amacı ve faydası mecaz ihtimalini ortadan kaldırmaktır . Buna göre te’kîd yapacağımız kelime;  مُفْرَد ise نفسه ve عينه ile te’kîd yapılır. Sonlarındaki zamir “müekked”in müzekker ve mü-ennes olmasına göre değişir. Müfred bir ismi كُلُّهُ ile tekit yapabiliriz. Fakat bunun şöyle bir şartı vardır: كُلُّهُ ile tekit yapılan kelimenin parçalara ayrılabilmesi lazım, mesela جاء زيد dedi-ğimizde كُلُّهُ diyemeyiz çünkü Zeyd’i parçalara ayıramayız, Zeyd geldi fakat ayağı orda kaldı gibi, böyle bir şey olamaz. Ama قَرَأتُ الكِتابَ كلَه diyebiliriz. Çünkü “kitap” kelimesi, manası gereği parçalara bölünebilir. Keza, örneğin, bir binada birçok daire vardır ve biz اِشْتَرَيْتُ الْمَبْنَى “binayı satın aldım” dediğimizde, bir daire mi, on daire mi, yoksa bütün hepsini mi satın aldık, bunu te’kid ile belirlememiz gerekir. Bina kelimesi kat ve dairelerden oluştuğu için bölümlere ayrılabiliyor. Bu yüzden onu “كله” ile te’kîd edebiliriz. O zaman “Bütün binayı aldım” anlamında اشتريْتُ المَبْنى كلّه diyebiliriz. Çünkü “mebnâ” parçalara ayrılabilen bir keli-medir.  مُثنّى ise daha baştan belirtelim ki, tesniyeye özgü iki te’kîd lafzı vardır. Bunları özel bir başlık olarak daha önce ele aldık. “كِلاهما - كِلتاهما” lafızlarıdır. Bu iki kelime tesniyenin i’râbını alırlar. Ref’ halleri كلاهما-كلتاهما şeklindeyken, nasb ve cer halleri de كِلتَيْهما كلَيْهِما şeklin-dedir. Mesela, حَضَرَ الزَّيْدَانِ fiil ve failden oluşan bir cümledir. Bu cümledeki fâile te’kîd getirmek istersek كِلاهُما mı deriz, yoksa كلَيْهما mı deriz? el-Cevap: الزيدان tesniye bir isimdir ve bu cümlede fâildir, fail de merfu’dur, tesniyelerin ref alameti de “elif”tir. Burada te’kid kelimesi merfû olan “ez-Zeydân” kelimesini te’kîd edece-ğinden onun i’râbını almalıdır. O halde كلاهما olacaktır. Yani cümleyi “حَضَرَ الزَّيْدَان كلاهما” şeklinde kullanacağız. Bu cümleyi ögelerine ayıralım/i’râbını yapalım: حضر fiil, الزيدان fail tesniye olduğu için ref alameti elif, كلاهما ise fâilin te’kîd-i manevîsidir. Eğer bu cümlede müzekker yerine müennes kullanmayı tercih edip حضرت الطالبتان deseydik, كلتاهما diyerek tekit yapardık ve cümlemiz şöyle olurdu: حَضَرَتْ البِنْتان كلتاهما. Tesniyeye mahsus olan bu iki lafız (كلا ve كلتا) te’kid-i manevî olabilmeleri için her zaman izâfet terkibi şeklinde kullanılmaları gerekir. Yani kendilerinden sonra zamir olan bir muzâfun ileyh bulunmalıdır. Aşağıdaki tabloda bunların i’râb halleri yer almaktadır: حالة النصب والجر حالة الرفع كليهِما كلاهُما كِلتَيْهِما كلتاهُما Bu iki kelime muzâfun ileyh’siz asla kullanılmazlar, eğer muzâfun ileyh’leri zamir değil, açık/normal bir isimse tüm i’râb hallerinde hep aynı kalırlar, hiç değişmezler. Zira i’râbları o zaman takdiri olur. Yani varsayımsal olur ve lafızda bir alameti olmaz. Aşağıdaki tabloda bu iki te’kid lafzının muzâfun ileyh’leri ism-i zahirken sabit kalmaları örneklendirilmiştir: حالة النصب والجر حالة الرفع كلا نِصْفَيْ الأرض كلا الرجليْنِ كلتا الحالتيْن كلتا الطالبتيْنِ Nasb hallerine bakalım: الطالِبَيْنِ رَأيْتُ fiil ve failden oluşan bir cümledir, الطالبينِ mefulü bihtir, onu tekit yapmak istersek كلاهما mı, yoksa كليهما mı deriz? el-Cevap: Mansub bir kelimeyi tekit yapacağımız için كليْهما deriz. Yani cümlemizi رأيْتُ الطّالِبيْنِ كِلَيْهما şeklinde kurarız. Bunların cerr hali ise nasb hali gibidir; çünkü tesniyenin nasb ve cerr halleri aynıdır. Cerr durumuna örnek verirsek: مررت بالطالبين كليهما veya مررت بالطالبتين كلتيهما deriz. Özetlersek: كلا ve كلتا muzâfun ileyh almaksızın asla kullanılmaz. Muzâfun ileyhleri ya zamirdir كلاهما gibi, o zaman “tesniye irabı” alır, ya da açık isimdir, o zaman her üç hâlde de (ref, nasb, cerr) كلا ve كلتا şeklinde elif ile kullanılır.  جمع ise ya cem’i müzekkerdir, o zaman onu tekit için كُلُّهُمْ deriz, ya cem’i müennestir, o zaman onu te’kîd yapmak için كُلُّهُنَّ deriz. Burada zamir uyumuna dikkat etmek önemlidir. جَميعُهُمْ veya جَميعُهُنَّ kullanabiliriz. Keza, cem’i müzekker için أنفسهم veya أعينهم kullanırken cem’i müennes için أنفسهن veya أعينهن kullanırız. Cem’i müzekkeri tekit eden ve yalın kulla-nılıp zamir almayan bir te’kîd lafzı vardır, o da أجْمَعُون kelimesidir. Bu kelime nasb ve cer hallerinde أجمعين olarak kullanılır. Kaynak: #ydsyolkılavuzu s. 456

Comments